![]() |
Murat CEMCİR, Ahmet KURAL, Sadi CElil CENGİZ |
-Kısa film
çekmek istiyorum.
-Senaryo yazmak
istiyorum.
-İnternet dizisi
çekmek istiyorum vs. ama yapamıyorum. Çünkü imkanım yok. Ya bütçeyi
sağlayamıyorum ya arkadaşlarım dalga geçiyor ya da ailem izin vermiyor...
Aslında hepsi birer
bahane. İşte bunların altında bile çok güzel hikayeler yatıyor. Herkesin
hayatının ilgi çekici bir hikayesi vardır. Aslında senaryo yazamamak, film
çekememek, bunlar bile bir senaryonun konusuna başlangıç olabilir. Evet! “İşler
Güçler” dizisi gibi… Bir şeyleri yapmak istiyoruz ama her zaman bir engelimiz
oluyor. Aslında o engeller bizleriz. Bizler ve bahanelerimiz...
Birçok insan bir
şekilde sinema, televizyon, tiyatro sektörünün içinde bulunmak istiyor. Kimisi
bunların eğitimini alırken kimisi de kendi çabalarıyla başarmaya çalışıyor.
Buralardan yola çıkarak bunu gerçekten yapmayı isteyen insanların önünde engeller
söz konusu olamaz. Başlamak için ilham gelmesini beklemek ciddi bir hata olur.
Çünkü senaryo yazmak isteyen kişiler bunun üzerine gitmeli. Araştırmalar yapıp
yeni şeyler öğrenerek yazdığı bölük pörçük yazıların harmanlanması sonucu
ortaya güzel olay örgüleri çıkarabilir.
Yazdığımız
senaryoları bir yakınımıza okuttuğumuzda komik ya da saçma bulabilirler. Bu
bizi yıldırmak yerine daha çok kamçılamalı ve her zamankinden fazla üzerine gitmeye
teşvik etmeli. Senaryo yazmaya
başladığımızda daha en baştan korktuğumuz şey “Ya kimse beğenmezse ?” dir.
Olaylar tam olarak öyle gerçekleşmiyor. Üstelik beğenilmeyebilir de. Önemli
olan bizlerin yazmaktan vazgeçmemesi. Senaryo
yazımıyla ilgili profesyonel bir eğitim almıyor olabiliriz. Bu bizim ustaca
yazılmış tekniklerle alakalı kitapları okumamıza engel teşkil etmez. Bu tür
kitaplar, yapmak istediklerimiz hakkında bizi bilgilendirip yönümüzü
belirlememize yardım edebilir.
Her zaman
beğenilmeme korkusuyla başlarız. Ama bir de yazdıklarımızın birileri tarafından
beğenildiğini düşünmek bile mutlu ediyor insanı. Kim bilir belki gün gelir
yazdıklarımız profesyonel ellere ulaşır. Korkular, bahaneler bir anda yok
oluverirler. Önemli olan
kendi koyduğumuz duvarları yıkmak. Yapmak istediklerimize odaklanıp iyi şeyler
ortaya çıkarmaya çalışmak. Sonuçta bir yerden başlamak lazım! Bir de
bakmışsınız günün birinde çok sevilen bir hikaye yazmışsınız. Hatta kısa film
çekmişsiniz. İnternet dizisi, televizyon dizisi… İşte her şey bizim elimizde
yeter ki gerçekten inanalım ve mücadele edelim. Sonrası çorap söküğü misali…