10 May 2020

DÖNÜŞ

Ara vermek kimi zaman iyi bir yol gibi görünebilir. Arkadaşlıkta, ikili ilişkilerde, mesleğimize, hatta bazen hobilerimizde bile.
Bundan 5 yıl önce bu bloğu açarken sevdiğim bir alanda neler yapabileceğimi görmek istedim. Sonra özgün yazılar yazmam gerektiğini düşündüm. Ki kendimce olabildiğimi düşünüyorum. Çünkü tek yaptığım içimden geçenleri yazıya dökmekti. İzlediğim bir tiyatro oyunu ya da filmde gördüğüm hissettiğim ne varsa yazıyordum.
Birileriyle bunları paylaşabilmek, karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak ve kendini geliştirebileceğini düşündüğün herşey çok kıymetlidir. Mesele bunları iyi değerlendirmek.
Uzunca bir aranın ardından kendimi yenileyebildiğimi düşünerek, üzerine daha çok neler katabilirim diyerek, en önemlisi yazmayı ne kadar çok özlediğimin farkındalığıyla kaldığım yerden devam etmek için döndüm.
İşte herşey tam olarak burada başlıyor.Kaldığın yerden devam edebilmek. Hayatta herşey böyle değil midir?
Bazen sadece ara veririz bazen de yarım bırakırız. Aslında herşey yarım bardak suyu tamamlamak kadar kolay değildir. Ama en önemlisi başlamak. Yapıyor olmak için değil, hissettiğin ve istediğin için.
Başlamak...
Bazen en baştan bazen de kaldığın yerden. Belki de her başlangıç bir geri dönüştür. Kim bilir?

17 Eki 2018

AİLE

Geçenlerde instagram profillerini dolaşırken, uzun zamandır takip ettiğim, @ozgemustafayildiz adlı profili detaylıca inceledim.

İnanılmaz sevimli bir çift. Nazarlardan uzak olsun, tatlımı tatlı bir kızları var. Genç yaşlarına rağmen epeyce bir hayran kitlesine ulaşmışlar. Konuşma fırsatı bulduğum için canı gönülden söyleyebilirim ki oldukça sıcak kanlı ve samimi insanlar.


                                                       @ozgemustafayildiz


İnternet camiasında popüler olmuş bir çok insan yapay davranıyor diye söylentiler var. Ben şahsen buna şahit olmadığım için yargılamak bana düşmez. Ancak Özge ve Mustafa YILDIZ için kesinlikle kendilerini yansıtıyorlar diyebilirim. Uzun zamandır göz önünde isen kendini çokta fazla saklayamazsın diye düşünüyorum. Bu sebepten dolayı onların samimiyeti ve gerçeklikleri beni etkiledi.

Çok yakın zamanda bir dergiye verdikleri röportajı okudum. Okuyan herkesten duyduğum tek şey şu: 'Ne kadar samimi ve içtenler ya :) ' . Hakikaten de öyleler. Umarım bir gün birlikte de röportaj yapabiliriz.

Bu tarz samimi çiftler gördüğümde onlarla hemen sohbet etmeye çalışıyorum. Çünkü, o kadar bizden ve o kadar ailemizden oluyorlar ki.

Bazen de aklıma onlar hakkında şirin aşk hikayeleri yazmak geliyor. Düşünsenize tatlı bir aile komedisi, içinde aşk olan gerçekliklerle dolu tamamen doğal bir yaşantıyı gözler önüne sermek ne hoş olurdu. Ya da tam zıttı, tamamen kurgu ürünü olan etkileyici bir proje.

İşin en önemli yanı ise, doğallıktan sapmamaları.Tüm yazılarımızda söylediğimiz gibi gerçek,samimi,içten olduğu müddetçe her proje her birey çok kıymetlidir.

Bazı şeyler değerlendirmeye alınmalı. İnsan yaptıklarından sonra kendini sigaya çekip gülümseyebiliyorsa ne mutlu ona. Benim naçizane bu çiftimize tavsiyem kesinlikle sahip çıktıkları değerlerini en doğru şekilde yansıtıyor olmanın verdiği gururu sonuna kadar yaşasınlar.

Göz önünde olan bir çift olarak insanların onları daha çok görmek isteyeceği platformlarda projeler yapmalarını, onları çok seven biri olarak istiyorum.

Her geçen gün daha başarılı, uzun soluklu güzel işlere imza atan bir çift olarak hayatımızda varlıklarını sürdürmelerini, aynı zamanda kızları ile birlikte nazarlardan uzak, huzurlu, sağlıklı başarılarla dolu, güzel bir yaşam diliyorum.




18 Ağu 2018

KARA MELEK

Doksanlar da çocuk olmak tabiriyle başlayan her cümle güzel aslında. Ardından gelen her sözün anlamı epeyce derin. O yılların dizileri ayrı filmleri ayrı güzeldi. 
Kara melek şahsen bu dizilerin başında geliyor. Yasemini, Nahit Saylanı, Şulesi ve Muratı ile bir döneme damgasını vuran bu güzel proje ilerledikçe tadı kaçsa da kendini izlettirmeyi başardı. Sanem Çelik, Ece Uslu, Ziya Kürküt, Toprak Sergen, Mehmet Ali Alabora ve Mustafa Alabora'yı uzun yıllar büyük bir merak ve heyecanla evlerimize konuk ettik. Senaryo devamlılığı, bölümler arası geçişleri, bazen anlamakta güçlük çektirse de döneminin hakkını verdi.
Bu dizinin aynı kadro ile yeniden başladığını düşünmek bile heyecan verici. Sanırım şu dönemde daha fazla verim alınırdı. Aslında geçmişte yayınlanan ve kült kategorisinde yer alan projelerin bir çoğu yeniden çevrim yoluna gitti. Kimi başarılı oldu kimi yok olup gitti. Ancak hemen hemen her dizi için aklımızın bir köşesinden geçmiştir. En güzeli ise herşeyin tadında bırakılması. Belki de aradan onca yıl geçmesine rağmen hala konuşuluyor olmasının temel sebebi budur. 
Günümüzde çok iyi projeler olmasına rağmen arada bir de olsa geçmişi yad etmek hatırı sayılır ve yerinde bir hareket olacaktır. Seyircileri düşünmeye ve üretmeye teşvik edecek dizi ve filmlerin ülkemizi uluslararası alanlarda temsil edecek kalitede olması temennisiyle... 

24 Mar 2016

İNTERNET DİZİLERİ

Yakın zamanda birkaç internet dizisi izledim. Uğruna emek verilen her iş saygıyı hakediyor. Birçoğu hakikaten güzeldi. Aslında bir yerden başlamak adına güzel bir senaryo yazılıp bu işe girilebilir. İlk etapta ciddi bir getiri beklenmemeli. Ancak ilerleyen zamanlarda iyi bir getirisi olabilir.
  
Ortalama 7 - 12 dk aralığında bir Web dizi hiç fena olmaz. Geçenlerde bu işi çok isteyen biriyle oturup internet dizisi için senaryo yazmaya başladık. On gün içinde bir sezon çekimlerini bitirme hedefiyle yola çıkmıştık. Ancak senaryonun yazım aşaması repliklerin düşündürücü yazımıyla tam dört gün sürdü. Deneme çekimleri iki gün sürünce, zaten bir günde yapmayı planladığımız tüm işler altı günümüzü almıştı. Dolayısıyla ağızdan çıktığı kadar kolay olmuyormuş. Sonra bu proje yapım aşamasında rafa kaldırıldı. Belki de olması gereken buydu. Burada önemli olan en başından doğru bir planla ilerlemek.

Şehirde üniversite okuyan başarılı bir hukuk öğrencisi ile memleketten gelen ticaret aşığı bir kuzen. Birbirine zıt iki karakter, nereye kadar aynı evi paylaşıp geçinebilir ki? Dizinin adı EMMOĞLU olsa ve bu konu üzerinden yola çıkmak klişeyi enteresan bir şekilde süslemek ile birleşince kendini izlettirmeyi başarabilir mi? Yoksa hiçkimsenin aklına gelmeyen uçuk fikirler bulup yazmak mı? Önemli olan klişe ya da uçuk bir fikir değil. Yazacağınız senaryoyu benimseyebilmek. Ben olsam nasıl hikayeler izlemek isterim? Kendi hayatımdan kesitlere rastlayabilir miyim? 

Kendi düşüncelerimden yola çıkacak olursam, hikayede samimiyet isterim. Konunun çok farklı olmasına da gerek yok. Hemen hemen herkes izlediği şeylerde kendini bulmayı seviyor. Bu yüzden internet dizisi diye hafife almayın ve ne olsa izlenir mantığından sıyrılıp, varsa inandığınız birşeyler hemen yazmaya başlayın.

Web dizi çekimi yapmak tv dizilerine oranla daha kolay. Ancak hafife alınacak kadar basit değil. Komedi, macera vs. imkanlarınız doğrultusunda elinizden hangisi geliyorsa, samimiyetinize inanıyorsanız, hiç durmayın. Maddi anlamda getirileri olduğunda ve izleyicilerin olumlu tepkilerini gördükçe emin olun devamını getirmek isteyeceksiniz.

Eee neden hala duruyoruz o zaman?


22 Eki 2015

KARA SEVDA



Star TV’ de bu ay yeni bir dizi başladı. Belki birçoğumuz izlemişizdir. Dizinin adı KARA SEVDA. Başrollerinde Burak ÖZÇİVİT ve Neslihan ATAGÜL yer alıyor. Klasik gibi görünen hikayeyi şimdilik güzel işlediklerini düşünüyorum. Burak ÖZÇİVİT dizide Kemal karakterine hayat verirken Neslihan ATAGÜL ise Nihan karakterini canlandırıyor. Birbirlerini çok seven ancak bir şekilde yolları ayrılmak zorunda kalan Kemal ve Nihan. Kardeşini kurtarmak için sevmediği bir adamla evlenmek zorunda kalan Nihan yıllar geçmesine rağmen Kemal’ i unutamıyor. Beş yıl sonra Kemal geri dönüyor. Büyük bir şirkette iyi bir pozisyonda çalışıyor. Kemal’ in intikam almak isteyen bir hali var. Çünkü Nihan’ ın kendisini yıllar önce neden terk ettiğini bilmiyor.  

Oyunculuklar başarılı. AY Yapım güzel bir işe imza atmış. Her yeni başlayan dizi için sunduğumuz temennileri Kara Sevda dizisi içinde sunuyoruz. Umalım ki reyting karmaşası yüzünden farklı bir hal almasın.

Neslihan ATAGÜL henüz 23 yaşında olmasına rağmen oynadığı karakterlerin altından o kadar güzel kalkıyor ki tebrik ediyorum. Dizinin diğer oyuncularını da tebrik etmek gerekir. Ancak takdirin büyüğü şahsi kanaatimce Nihan karakterine hayat veren Neslihan ATAGÜL’ e gelmeli. Aldığı ödüller ve oynadığı karakterlerle başarısına başarı katıyor.

Bu dizinin olası reyting sorunlarına rağmen güzel bir şekilde ilerlemesini diliyorum. Diğer yandan da oyunculuğa gönül vermiş insanların güzel projelerle sık sık tv, sinema ve tiyatro gibi seyrine doyamadığımız farklı alanlarda karşımıza çıkmalarını isterim.

Genç yetenekler her geçen gün kendilerini daha çok geliştirip daha çok kitleye hitap ediyorlar. Bu çok iyi bir gelişme. Bunun sürekliliğini yeni projeler başladıkça izleyip görelim. Kara Sevda dizisine de gönülden başarılar dileyelim.

5 Eki 2015

YANLIŞLIKLAR KOMEDYASI




yanlışlıklar komedyası
Yanlışlıklar Komedyası
Bir süre önce Bakırköy Belediye Tiyatrolarında çok güzel bir oyunun sahnelendiğini duydum. Özellikle oyunun William SHAKESPEARE’ e ait olduğunu öğrenince daha çok gitmek istedim. Sıradan bir Pazar gününü bu güzide oyunu izleyerek çok keyifli bir şekilde değerlendirdim. “Yanlışlıklar Komedyası” adlı keyifli ve düşündürücü bu güzel oyunu şiddetle tavsiye ederim.

Shakespeare’ nin yazdığı, Bülent Bozkurt’un çevirdiği, Tim Supple’ nin yönettiği Orhan AYDIN, Erol Ozan AYHAN, Ali ÇELİK, Ali Rıza KUBİLAY, Emre KOÇ, Elif ÜRSE, İlkin TÜFEKÇİ gibi başarılı oyuncuların yer aldığı “Yanlışlıklar Komedyası” dekoruyla, kostümüyle ışığıyla, sesiyle tepeden tırnağa her şeyiyle çok başarılı bir oyun olmuş.

Oyunculuklara söyleyecek pek bir şey yok. Şahsi kanaatimce hepsi çok samimi ve içtendi. Ali Rıza KUBİLAY’ ın müthiş ötesi mimikleri, Ali ÇELİK’ in sevimli halleri, Emre KOÇ’ un agresifliğini yansıtmasındaki başarısı takdire şayan. Bir bütün halinde bakıldığında çok başarılı bir oyun olduğunu söylemek gerekir.

Tiyatrocuların sanki her zaman ekstra bir samimiyeti ve içtenliği varmış gibi geliyor. Ne zaman gördüysem bu düşüncemde yanılmadım. Oturup sohbet etmek, onları daha yakından tanımak herkesin isteyeceği bir şeydir. Selam verirken bile tanınmanın verdiği egoyla değil tamamen doğal ve içten bir gülümsemeyle karşı karşıya oluyorsunuz.

Oyunun her anı çok güzeldi. Oyunun bir bölümünde Sevinç ERBULAK’ ın salonu eğlendiren o müthiş kahkahasının oyuncuların yaşadığı şaşkınlığa sebep olması bile çok keyifliydi. Bu arada Sevinç ERBULAK’ ın yeteneği ve başarılı oyunculuğunu da es geçmemek gerekir. Böyle güzel bir oyunda seyirci olmasını değil de oyuncu olmasını isterdim.

Her şeyin güzel yanından bahsedip en önemli kısmını atlamak doğru olmaz. Tiyatro salonlarının doluluk oranları oldukça üzücü. Her geçen gün daha da artmalı. Çünkü o kadar değerli ve güzel oyunlar sahneleniyor ki, izlemeye değer.

Herkes tiyatroya gitsin. Hem hayata dair bir şeyler öğrenmek, hem eğlenmek, hem de kendimizden birer parça bulmak için gidelim. Sonsuz saygıyı hak eden emekler her zaman ki gibi takdire şayan. “Yanlışlıklar Komedyası” adlı bu güzel oyuna gitme imkanı olan herkes gitmeli. Gidenler pişman olmayacaktır. Sevginin, saygının ve alkışın en güzelini hak eden bu güzel insanları tekrar tekrar tebrik ediyorum. Ayakta alkışlanası bu özel emek için de teşekkür ediyorum. Başarıları daim seyircileri bol olsun.

26 Eyl 2015

CESUR YENİ DÜNYA

Geçmişten günümüze dek insan beynine çeşitli deneyler yapıldı. Bunların gerçek olduğuna inanmak oldukça güç. Bu deneylerden bazıları;
-          Zihin Kontrolü
-          Vücut Dışı Deneyi
-          Zihin Mıknatısları
Ve daha niceleri.

Yapılan bu deneyler zaman zaman birçok filme konu oldu. Bazıları severek izlendi. Bazıları ise izleyenler tarafından pek beğenilmedi. Belki bu tarz konuları anlatan diziler de çekilmiş olabilir. O kadar çok dizi ve film var ki, her birini tek tek bilmek kolay değil.
Her ne olursa olsun. Diğer ülkelerde var ya da yok. Önemli olan bizlerin bu tür projelere imza atabilmesi. Şöyle birkaç başarılı senarist bir araya gelip, bu deneylerin detaylarını araştırıp senaryolaştırsa hiç fena olmaz.

Benzer bir senaryo yazmaya kalktığımda bütün deneyleri araştırdım. Detaylarıyla inceledim. Ama her baktığımda yeni bir şeyler çıktı. Bazı zamanlar çok şaşırdım. Öyle şeyler yapılıyor ki şaşırmamak elde değil. Bu deneyler radyasyonlar, elektrik şokları, ilaç testleri gibi birçok yöntemle yapılıyor. İnsanı bambaşka kapılar arasından geçmeye zorlayan bu tehlikeli ve korkunç deneyler sağlam bir düşünce ürünü haline gelmeli. Film anlamında güzel işler ortaya çıkması için bu gerekli.

Üzerine düşünmeye değeceğine inanıyorum. Oldukça profesyonel senaristlerimiz mevcut. Bu işin hakkını verebilirler. Sadece film olarak değil, 7 ya da 8 bölümlük bir dizi haline de getirilebilir. Çünkü bu konudan sezonlar süren bir dizi çıkarmak çok zor. Gerçi zorlasalar olur. Olursa  kendini ne kadar izlettirir? O kısmı tartışılır.

Projenin bir de ismi olmalı. Gerçi böyle bir proje olsun da adının ne olduğu çok önemli sayılmaz. Deneyleri araştırırken o heyecanla “Cesur Yeni Dünya” adıyla yazacaktım. Bu ismi zirai bir kitapta gördüm. Oldukça ilgi çekici geldi. Aynı isimle herhangi bir dizi film olup olmadığına bakmadım. Olma ihtimali var elbette.

Sürekli farklılıktan bahsediyorsak bu türlere de değinilmeli. Sinema, diziler ve tv programları ne kadar akıcı olursa sektörü o kadar ilerletir.

İnsan beynine yapılan bu deneyleri anlatan dizi ya da film çekilse şahsım adına çok memnun olurum. Hemen hayal gücümüzü uykusundan uyandıralım. Ülkemizde böyle bir proje gerçekleşir. “Cesur Yeni Dünya” adını taşıyan bu 7 bölümlük dizi kısa zamanda Türkiye’ nin hatta birçok ülkenin ilgi odağı haline gelir. Neden olmasın ki?