2 Eyl 2015

SİNEMANIN ZAMAN TÜNELİ – 1

sinema
Geçmişten günümüze sinema.

1827 - 1887
17. Yüzyıl büyülü fenerlerin kullanımı
1827
İlk kez cam levha tekniği kullanılarak Claude Niepce’ nin “The View from a Window at Le Gras (Le Grass’ da Bir Pencereden Görünüm) fotoğrafı yaklaşık 8 saat sonrasında ortaya çıktı.

1832 
Joseph Plateao ve oğlu Fenakistiskop (Phenakistoscope)’ u tanıttı. Kendi türündeki diğer oyuncaklar gibi Fenakistiskop en başarılı yanılsama cihazlarından biriydi. Yunanca göz aldatması anlamına gelen Fenakistiskop yan yana çizilmiş resimleri hızlı bir şekilde izlemeye yarayan bir düzenekti.

1834
Diğer bir yanılsama oyuncağı 1834 yılında William George Horner tarafından tanıtılan Zoetrop (Zoetrope)’ tur. Fenakistiskop gibi aynı prensiplere sahip ancak resim diskleri ve boşlukları döner silindir ile birleştirilmişti 1867 de oldukça fazla satıldı.

1839
Henry Fox Talbot fotoğraf üretiminde önemli bir gelişmeye imza attı. Kameralarla elde edilen negatif görüntülerin laboratuvar ortamında pozitif çıktılara dönüştürülmesini sağlayan bu yönteme Kalotip denilmiştir. Bu zamanlarda fotoğraf görüntülerinin cam üzerinde çıktıları alınıp büyülü fenerlerde kullanılmaya başlanmıştır.

1846
Hareketli görüntülerin gelişiminde özellikle dikiş makinelerinde kullanılan aralıklı mekanizmaların icadı önemli rol almıştır.

1877
Emily Reynaud Praksinoskop (Praxinoscope)’ u tanıttı. Tasarım olarak Horner’ ın Zoetrop’ una benzemekteydi ancak Praksinoskop’ da seyir dönen silindirin ortasındaki aynalarla gerçekleşmekteydi.

1878
Eadweard Muybridge 5 yıl süren hareketi yakalama denemelerinde başarıya ulaştı birden çok fotoğraf ma-kinesini kullanarak tek tek yarış atlarını fotoğraflayıp Zoopraksiskop (Zoopraxinoscope) adını verdiği cihazıyla birleştirerek kameraya aldığı atların ve bazı hayvanların hareketlerinin görünmesini sağladı.

1882
Etienne Jules Marey, Muybridge’ nin hayvan hareketleri çalışmalarından esinlenerek kendi deneylerini başlattı. Kuşların uçuş hareketlerini döner bir cam levhanın üzerine koyarak saniyede 12 görüntü çekebilen Fotoğraf Tüfeği adını verdiği cihaz ile tek bir kamerayla kaydetmiş oldu.

SİNEMAPİKSEL' DEN MERHABA!

şöhret
Şöhret; uzaktan güneş gibi parlak ve ısıtıcı, yaklaştınızmı; bir dağ tepesi gibi soğuktur...

Hakkımızda Kısa Bir Açıklama!
Sinemapiksel nedir?
Önemli olan  küçücük bile olsa bir fikir… Evet! Her şey bir fikirle meydana gelir. Yaşam bile…
Peki, Sinemapiksel kimdir? Tarihin tozlu raflarına kaldırılmış plakları arasından çıkan favori parçanız. Belki de yazmaya doyamadığınız hatıra defteriniz! Modern ismi ile can bulmuş sinema ve tiyatro hatıralarınız... Kim bilir?

Sinemapiksel tiyatro ve sinema üzerine gönül vermiş bireylerin topluma seslenişidir. Toplumdan yankılananın topluma dönüşüdür. Tiyatro ve sinema nedir, ne olmalı, nasıl olmalıdır? Sorularına cevap arayıştır.
26.08.2015 Çarşamba Sinemapiksel adıyla internette yerimizi almış olup kahve sohbetini andıracak paylaşımlarla biraz geçmişe biraz da güncel yaşamlara özlemli fikirlerle kendinize de yer vermek isteyeceğinizi düşünerek yaşamda yerinizi ayırmak istedik.

Tarihten yola çıkarak yaptığımız araştırmalar bize genel olarak şu görüşü kattı: “İnsan toplum için yaşar”. Bu döngüyü en iyi şekilde anlamayı sağlayan günümüzde büyük bir sektör haline gelen sinema (özellikle) ve tiyatro oldu. Tiyatro sinemanın yanında biraz daha masum kalırken belki de sessizliğini yaşamak istedi. Öyleyse neden mi Sinemapiksel? Çünkü bu bir savaş! Gerçek ve kurgunun, tiyatro ve sinemanın, madde ve pikselin savaşı…
Evet, bir gün dönüp geriye baktığımızda tiyatroya ihtiyacımız da kalmayacak ancak gerçekliği ne kadar hissedebileceğiz?

Velhasıl…
Sinema ve tiyatro üzerine söylenmemiş ne varsa, paylaşılmayan her fikir gibi o da yok olmaya mahkum! Unutulmuş ne varsa…

1 Eyl 2015

TELEVİZYON

televizyon

TİYATRO

tiyatro

SİNEMA

sinema

İLETİŞİM

Mail:
sinemapiksel@yandex.com
sinemapiksel@gmail.com

TÜRKİYE’ DE BİLİM KURGU

Kozmik Sır -I- Dna


Türkiye’de neden bilim - kurgu filmi çekilmiyor diye düşünürüz hep. Çünkü bizlerde o potansiyel var ve en iyisini yapabiliriz. Yapımcılar, yönetmenler ve senaristler bir araya gelip ortaya güzel işler çıkarabilirler. Teknolojinin günümüzde hızlı şekilde ilerlemesi ve hayatımızın her alanına hakim olmaya başlaması doğal olarak düşünce değişimlerine sebep olmakta. Bunun örneklerini Amerikan yapımı filmlerde de görmekteyiz. Yakın zamanda komedi ve aksiyon filmlerine ağırlık verilirken hızlı bir şekilde bilim - kurgu filmleri piyasaya sürülmeye başlandı. İnternetin hayatımıza kattığı, dünyanın bir ucunda gerçekleşen olayların aynı günde telefonlarımızdan bile haberdar olma imkanı sağlaması haliyle tüm insanların da taleplerini aynı konulara genelleyebilmektedir. Kısaca, bizler yani Türk milleti olarak da bilim-kurgu seyretmek isteriz. Neden üretici olmayalım ki? 

Türkiye’nin gerçek anlamda ilk bilim kurgu filmi Erdem ÇETİNKAYA’ nın yazıp yönettiği ve “Kozmik Sır -I- DNA” adını taşıyan özel bir proje. Sinemamız için güzel ve keskin bir giriş oldu. Sinemaseverleri sevindiren bir haber bu. Başarılı bir film olursa ki öyle de olacak gözüküyor. Sinema camiasına da iyi bir örnek teşkil edebilir. Yapımcıları harekete geçirirse sürekli ilerleme kaydeden sinemamız çok daha iyi yerlere gelir. Filmin; konusu, çekim kalitesi, efektleri ve oyunculuklarıyla adından söz ettirmesini dileriz. En son sponsor görüşmeleri devam ediyordu ve oyuncu seçimleri tamamlanmamıştı. Bu girişim sinemaseverleri umutlandırdığı gibi film daha vizyona girmeden devamında bilim kurgu alanında bir ilerleme olup olmayacağını da düşündürdü. Bu takdire şayan girişimin karşılığının en güzel şekilde alınmasını temenni ederiz. 

Sinemaya faydalı şeyler yapmak istiyorsak konuları çeşitlendirmeli ve birçok alanda yazmalıyız. Dışarıdan bir şeyleri söylemek her zaman kolay olanıdır. Senaryo yazmanın zorluğunu bu işi yapanlar bilirler. Çok zor ve özel bir iş. İzleyiciler olarak bizlerde farklı şeyler görmek istediğimiz ve bir şekilde sinemaya gönülden bağlı olduğumuz için sinemamızın en güzel yerlerde olmasını istiyoruz

Bilim kurgu, gerilim, komedi gibi konu çeşitliliğinin arttırılmasıyla, etkileyici senaryo, gözlerimizi alamayacağımız görüntü kaliteleri ve başarılı oyunculuklarla sinemamız başarısını katlayarak hak ettiği değere ulaşacaktır. Tabi bunların olmasını hızlandıracak olan şey biraz da izleyici kitlesinde. Emeğe saygı ve yapılan çalışmaları maddi – manevi desteklemek izleyiciler olarak üzerimize düşen ilk görevdir.